Günümüzde adeta tartışma konusu haline gelmiş olan bu husus, birçok fikir ayrılığına uğramakta. Kilo problemi yaşayan insanların ‘’diyet’’ kelimesini duyunca bile kaçış yolu araması da buna örnektir. Oysaki uzmanlar, insanların diyet olarak nitelendirdiği hususun sağlıklı yaşamın bir parçası olduğunu belirtmekte. Şimdi bu fikir ayrılıklarının kökenini tartışalım.
Geçmişten bugüne dek fazla kilo birçok insanın korkulu rüyası haline gelmiş vaziyette. Bu durumun en büyük nedenleri ise; aşırı karbonhidrat ve şeker tüketimi, gece atıştırmaları ve tabii ki en önemlilerinden biri olan paketli yani işlenmiş gıda problemi.
Özellikle işlenmiş gıdalar, pratik şekilde hazırlanıyor oluşuyla adeta çalışan insanlar için bir kurtarıcı görevi görmekte. Bu gıdaların zararı azımsanamayacak kadar fazla oluşunun yanı sıra, hızlı kilo artışına da sebebiyet vermekte. Çünkü bu gıdalar sindirim sistemini yavaşlatır ve vücudun ihtiyacı olan faydayı sağlayamaz.
Ancak bu bütün işlenmiş gıdalar için geçerli olmamaktadır. Örneğin süt ya da konserve domates de bir işlem görmüş olmasına karşın sağlıklı grup içerisinde yer almaktadırlar. Bu örnekler elbette arttırılabilir.
İşlenmiş Gıdaların Zararları
Aralarında istisnalar bulunsa da işlenmiş gıdalar yalnızca bağımlılık yaratmakla kalmayıp, kalp ve damar hastalıkları problemine kadar yol açabilmekte.
Bir diğer sorun olan, eksikliği yararlı olmadığı gibi, fazlasının da büyük zararlara yol açabildiği karbonhidrat tüketimi de bu konuda önemli bir unsurdur. Özellikle şeker hastalıkları ve insülin direncinin yükselmesi gibi problemleri ortaya çıkaran aşırı karbonhidrat tüketimi, günümüz için büyük bir sorun haline gelmiştir. Zira bu tüketimin gereğinden fazla olması yalnızca hastalıklara yol açmakla kalmayıp göbek ve bel bölgesinde aşırı yağlanma gibi fiziksel sorunlar olarak da vücudumuza yansımakta.
Şimdilerde gencinden yaşlısına alışkanlık haline gelmiş olan bir diğer sorun ise gece yatmadan önce yemek yeme ya da atıştırma sorunudur. Tıpkı fazla karbonhidrat tüketiminin vücuda verdiği zarar gibi gece yemeleri de kan şekerinin yükselmesine ve obeziteye yol açmakta.
Kilo vermek isteyenlerin ancak gece yemek yemeden duramayanların, bu alışkanlıkları zaman alsa da bu alışkanlıktan kurtulmak çokta zor değildir. Belli bir süre içerisinde vücudunuz böyle bir arayışa girmeyecektir. Zira bu zaten sizin alışkanlık haline getirdiğiniz bir mevzudur.
Kontrolsüz kilo artışlarına neden olan unsurları saymış olsakta, burdaki önemli husus bunu nasıl kontrol altına alabileceğimizdir.
Kilosunu Kontrol Altına Alabilenler Nasıl Başarıyor?
Elbette ki burada dikkat edilmesi gereken şey, dengeli beslenme şeklidir. Hiç karbonhidrat tüketmemek ya da hiç yağ tüketmemek de sağlıklı değildir. Vücudumuzun bizden istediği kadar, yani bize yetecek kadar tükettiğimiz durumunda obezite riskini de düşürmüş oluruz.
Yani aslında diyet dediğimiz şey, kilo almaya yol açacak her şeyden uzak durmak değil, bu tüketimleri dengeli hale getirebilmektir.
Porsiyon kontrolünde karbonhidrat, protein ve yağ üçlüsünü dengelemeye çalıştığınızda siz de kilo almanızı önlediğinizi fark edeceksiniz.
Tüketmek istediğiniz besinleri tek bir tabak içerisine aldığınız takdirde hem ne kadar yediğinizi anlayabilir ve aşırı tüketimden kaçınabilir, hem de midenizin zamanla küçüldüğünü gözlemleyebilirsiniz.
Burada ki diğer bir hususta ara öğünleri atlamamaktır. Ara öğünleri atladığınız taktirde aşırı acıkmanıza sebebiyet vereceksiniz ve bu da aşırı yemek yemenize sebebiyet verecek. Ayrıca da birden bire boş mideye yemek yemek midenizi yoracaktır.
Diyetisyenlerimizin de sık sık vurguladığı ara öğün alışkanlığının önemini dikkate almakta oldukça yararlıdır. Yoğun iş temposunda çalışan insanlar da bir önceki geceden bu öğünleri hazırlayıp diğer gün için kolaylık sağlayabilirler. Fındık, yoğurt, badem ya da kefir ara öğünlerde tercih edilebilecek besinlerden yalnızca birkaçıdır.
Ancak yalnızca ara öğünlerinizi değil, iş yerinde yapacağınız kahvaltınızı bile sağlıklı hale getirebilirsiniz. Yulaf ve süt yardımıyla bu ikiliye dilediğiniz meyveyi ekleyip, bir gece öncesinden dolaba koyup diğer gün gayet pratik şekilde kahvaltınızı da yanınızda taşıyabilirsiniz.
Diyet adı altında değil de, sağlıklı yaşam adı altında siz de beslenme düzeninizi iyileştirebilirsiniz. Ayrıca yalnızca kendiniz için değil çevreniz için de bu faydayı sağlayabilirsiniz. Zira vücudumuz bizler için kıymetli ve yorulmasını istemeyeceğimiz kadar değerlidir.
Unutmayın ki vücudumuza ihtiyacı olan her şeyden yeteri miktarda aldığımız sürece, yani sağlıklı beslenme döngüsüne girdiğimiz sürece vücudumuz da hastalıklara karşı savaşarak bizi mükafatlandıracaktır!