Çocukların Dünyası

Çocuk Gelişiminde Yapılan Hatalar

Her anne baba çocuğu için en iyisini ve en güzelini ister hayatları boyunca da bunun için çabalar, çalışırlar. Her çiftçinin toprak ekimi, bir ağaca, bitkiye yaklaşımı farklı olduğu gibi; her anne baba da farklı tutum ve davranışlarla çocuklarının hayatında iz bırakır ve yaşama hazırlar, onların yaşama filizlenmesinde önemli rol oynarlar. Çocuklar, okul öncesi dönemine kadar kişiliklerini kazanır hayatlarının geri kalan döneminde de bu kazançlarının üzerine eklemeler yaparlar. Birinci derecede iletişim halinde oldukları ebeveynleri onların kişilik gelişimine katkı sağlarlar. Bu dönemde çocuk adeta bir gölge gibi anne babayı takip eder ve onları kopya ederler. Anne baba çocuğunda var olmasını istediği davranışı kendileri de tutarlı bir şekilde yaptıkları takdirde etkili olabilirler. Bu sebepten aile ile en çok etkileşim içerisindeki oldukları bu dönem çocuklar için ehemmiyetli bir zaman dilimidir.

Gelin görün ki ailelerin sarf ettiği bu çaba ve davranışlar her zaman olumlu sonuç vermeyebilir. Kimi zaman anne babaların evlatları için iyi olarak gördüğü ve yaptığı şeyler çocuklarının hayatları boyunca izini yüreklerinde taşıyacakları daha da kötüsü kendi çocuklarına aktarıp nesiller boyu iletişimin ve ilişkilerin katili olacak boyuta gelebilir. Çocuk yetiştirme tarzında kültürün, aile dinamiklerinin etkisi de yadsınamaz bir gerçektir.

Günümüzde aile ve çocuk literatüründe çocuk yetiştirme tutumları; otoriter- katı kuralcı aile, ilgisiz ve kayıtsız aile, aşırı koruyucu aile, kararsız ve tutarsız aile ve demokratik, sevgiye dayalı hoşgörülü destekleyici ve sınırları belli aile şeklinde alt başlıklara ayrılabilir.

Otoriter- Katı Kuralcı Aile

Bu tutumu benimseyen ebeveynler evde katı ve sert disiplin uygularlar. Kontrolcü bir tutum içerisinde çocuklarının her şeylerinde söz sahibi olur hayatlarına sık sık müdahale ederler. Bu ebeveynlerin kendi doğruları vardır ve çocuklarından da bu doğruları kabul edip kendi beceri ve bilgilerini hesaba katmadan kendi doğrularına göre yaşamasını karşılık vermemesini beklerler. Bu ailede yetişen çocuklar sık sık eleştirilir yaptığı en ufak bir hata çok büyük bir mesele haline getirilir. Hata yapmasına müsaade edilmediği için sürekli tedirgin hissederler ve yeni bir şeye başlama düşüncesi onları korkutur.

Hata yapmaktan korkarlar. Kırılma yaşamadıkları takdirde sürekli birilerinin onaylarını almak ister ve hayatları boyunca birilerine bağımlı olarak yaşarlar. Hayatlarına hep müdahale  söz konusu olduğu için genelde özgüvenleri düşük, kendilerinden şüphe duyan bireyler olurlar. Ya da tam tersi tepki oluşturup ailenin aykırı bireyi haline gelip yine sözlerle dışlanabilir müdahaleye uğrayabilirler.

İlgisiz ve Kayıtsız Aile

Bu ailede otoriterin aksine ilgisiz ve kayıtsız aile tutumu vardır. Çocuk tamamen serbest bırakılmış disiplinden ve sorumluluklardan uzak bırakılmıştır. Kendi dilediği gibi yaşar kararlarını kendi alır. Adeta aileyi çocuk yönetir. Ailede müdahalesiz yaşayan çocuk çevresinde de aynı davranışı bekler ancak kuralların olduğu dış dünya ile karşılaştığında istediği olmadığı için şımarık ve bencil etiketiyle toplumda tanınır. Haz duygusunu zirvede yaşamaya alıştığı için bir süre sonra çevresindeki akranlarının mutlu olduğu şeyler ona mutluluk vermeyecek kötü alışkanlıklara yönelme eğiliminde olabilecektir. Ruh sağlığı anlamında dayanıksız birey olmaya adaylardır.

Aşırı Koruyucu Aile

Otorite katı kuralcı aile tutumuyla benzerlik gösterse de bu tutumda aşırı şefkat ve koruma baskındır. Bu tutumda çocuk adeta kristal bir vazo gibi görülür ve gereğinden fazla korunur. Ebeveynler korumacılığı ileri seviyeye taşıyarak çocukların üstlenmesi gereken sorumlulukları da alır çocuğa tecrübe alanı bırakmazlar. Çocuğa zorluk verecek şeylerden korumaya çalışırlar. Bu davranış tamamen saf iyi niyet taşısa dahi esasında çocuğun geleceğine zarar vermektedir. Çocuğun sosyal hayatta çabuk incinmesine zarar görmesine sebep olabilir. Bağımlı kişilik gösterme eğilimine sahiptir. İlerleyen yaşlarda depresif bozukluk gösterme durumları vardır.

Kararsız ve Tutarsız Aile

Bu tutumu kabullenen ebeveynler çocuğun duygusal olarak dengesizlik yaşamasına  sebep olurlar. Çocuk yaptığı bir şeye karşı aileden nasıl bir dönüt alacağını kestiremediği için ekstra gerginlik ve sıkıntı ile baş etmeye çalışır.  Anne babayı anlamakta sıkıntı çeker ve bu durumdan kaynaklı ilerleyen yaşlarda kişilik bozuklukları için risk faktörü haline gelir.

Demokratik, Sevgiye Dayalı, Hoşgörülü, Destekleyici ve Sınırları Belli Aile

Bu aile yapısında kural vardır ancak sert ve dayatmacı cezacı şekilde uyulması beklenmez. Sevgiyle, anlayışla, ödülle uygulama yapılır. Çocuk bu aile tipinde birey olarak görülür. Fikirlerine, duygularına, davranışlarına önem verilir. Dâhil olabileceği konularda söz hakkı tanınır, toplum içinde fikirlerinin değerli ve kıymetli olduğu mesajı verilir. Öğrenmeye teşvik edilir, sorunlarla baş etme becerisi kazandırılmaya çalışılır. Çocuğa hatalarından ders çıkarmasının da hayatın bir getirisi olduğu, hayatıyla ilgili kararları becerilerini de göz önünde bulundurarak alabilmesini öğretmeyi hedeflerler.

Araştırmalara göre yukarıda tanımlanan aile tutumlarına bakıldığında demokratik aile modelinin çocuğun gelişim grafiğinde daha olumlu sonuçlar vereceği gözlenmiştir. Bu aile ortamında yetişen çocuğun yaşamı boyunca psikopatoloji geliştirme riski düşüktür.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu